23 Mart 2013 Cumartesi

Çocuklara Duygusal Zekaları Konusunda Nasıl Yardımcı Olabilirsiniz?

Bu aralar duygusal zeka konusunda çok kafa yormaya başladım. Bu konuda araştırma yaparken çocuklara nasıl yardımcı olunabileceği ile ilgili bir yazı buldum. Parent4Success sitesinde 14 maddede özetlemişler.
Ben okurken Ceyda ile olan ilişkimizi de düşündüm. Eşim bu konuda çok başarılı. Bugüne kadar hep Ceyda'nın duygularını ön plana alıp, kendisini bir birey olarak gördü.
Ben de Ceyda'ya saygılı davranıp, duygularını anlamaya çalışıyorum ama bazen yemek yememesi, uyumaması gibi sebeplerden bunalıp bazı zaman duygularını anlayamıyorum ve de yeterli anlayışı gösteremeye biliyorum.

Genel olarak bakarsam Ceyda ile duygular hakkında konuşuyoruz. Kendisi bir şeyi yaptığı zaman "Başardım" diyor. Yapamadığı bir şey konusunda onu yüreklendiriyoruz. Onu yapmıştın bunu da yapabilirsin diyoruz. Bir şey kırılıp, döküldüğü zaman üzülüp ağlarsa; kaza oldu diyerek yatıştırmaya çalışıyoruz. Kendi duygularımızı söylüyoruz.
Hatta Ceyda bana birkaç gündür "off" dediğim için Anne neden offf dedin diye soruyor. Ben de .... yapamadığım için yada elim acıdığı için offf dedim diye açıklıyorum. Neden güldün diye bile sordu. Ben de açıkladım.:))




1) Çocukların Duygularını ve Duygusal Tepkilerini Kabul Edin
"Çok üzgün görünüyorsun.Bir şey olmuş olmalı." Arkadaşlarının seni yüzüstü bırakması zor olmalı." "Gerçekten sinir bozucu olmalı."

2) Duygularını İsimlendirmede Yardımcı Olun
"Sesin kötü geliyor." "Yıkılmış gözüküyorsun." "Bu konuda çok üzgün olduğunu tahmin ediyorum." "Biraz endişeli bakıyorsun." "Bu seni üzmüş olmalı."

3) Çocukların Duyguları Hakkında Konuşması İçin Yüreklendirin
"Sesin çok bıkkın, sıkılmış geliyor. Bu konuda konuşmak ister misin?"

4) Başka İnsanların Duygularını Fark Etmeleri İçin Yardımcı Olun
"Bu olay senin başına gelseydi ne hissederdin?" "Bu olay onun nasıl hissetmesine sebep olmuştur?"

5) Çocuklara Sinirlendikleri Konularda Yardımcı Olun 
"Bu işi yapmayı sinir bozucu mu buluyorsun?"

6) Kendilerini Nasıl Sakinleştireceklerini Öğretin
"Herkes hata yapar." "Bu bir kaza."

7) Karşılarındaki Tarafından Hayal Kırıklığına Uğratıldıkları Zaman Kendilerini İfade Etmenin Başka Yollarını Öğretin
"Vurmak yerine kelimelerle nasıl hissettiğini anlatabilirsin." "Arkadaşına kızgın olduğunu başka bir şekilde söylemenin yolunu bulabilirsin."

8) Problemlerini Nasıl Çözeceklerini Öğretin

9) Olumlu Olarak Kendileri Hakkında Konuşmayı Öğretin
"Her gün daha da güzel yapıyorum." "Bunu başarıyorum." "Bunu yapabiliyorum."

10) Neyin Motive Ederek Onları Başarıya Ulaştırdığını Hatırlatın
"Bir amacın olduğu zaman hedefe ulaşana kadar pes etmediğini görüyorum." "Bir şeyler kötü gitse bile pes etmeden devam ettiğini fark ettim."

11) Anlaşmazlıkları Çözmek İçin Konuşmayı ve de Dinlemeyi Öğretin
"İkimizin de mutlu olabileceği şekilde bunu nasıl çözümleriz?"

12) Kendilerini Kontrol Ettikleri Zaman Çocuklarınıza Yorumunuzu Söyleyin
"O sesini yükselttiği zaman senin sakin kalman hoşuma gitti. " "Kelimeleri kullanış şeklinden etkilendim."

13) Kendi Duygularınız Hakkında Konuşun
"Okuldan eve vaktinde gelmeyince çok endişeleniyorum." "Evdeki dağınıklıktan çok sıkıldım"

14) Sinirli Olduğumuz Zaman Sakin ve de Kontrollü Olarak Örnek Olun
"Konuşma şeklini beğenmiyorum ve şu anda oturup konuşacak durumda değilim." "Konuşmak istediğim bir şey var, müsait misin?" "Bugün çok yorucu bir gün geçirdim. Sonra konuşsak olur mu?"


Azcık Orff Metodu Azcık Türkü Halay Karışık Evdeki Müzikli Dakikalar

Ceyda müzik ile daha karnımda iken tanışmıştı. :) Bir klasik müzik sitesine üye olmuştum ve o zamanlarda çalıştığım için her gün işte iken karnıma kulaklık koyup müzik dinletiyordum. Doğduktan sonra bir süre yatağında uykuya geçeceği zaman Celine Dion 'un Miracle albümünü dinledi. Her zaman radyomuz açık olduğu için de bol bol Joy Fm dinledi. :) Ben müzik dinlemeyi, dans etmeyi sevdiğim için de gün içinde mutlaka şarkı söyleyip dans ediyoruz. Bazı figürler öğretiyorum. Sonra kendisi de başka figürler ekliyor. Pepee ile beraber folklor de oynuyoruz.Halay falan çekiyoruz.

Yaşı itibari ile müzik aletleri için erkendir diye düşünürken ocak ayında izlediğim bloglardan Emreyle Hayatta Orff Metodunu gördüm. Bu devirde artık erken diye bir şey kalmadı sanırım. :) Ceyda o zaman yeni 2 yaşını doldurmuştu. Ben de hemen araştırmaya girip, neler alabilirim diye bakmaya başladım.

Bu arada orff metodu nedir derseniz;
Orff Metodu, çocuklara temel müzik eğitimi vermek için çocuğun alışık olduğu elemanları kullanarak tamamen doğal yolla öğrenmeyi teşvik eden, Carl ORFF tarafından geliştirilen bir metottur. Bu metodun en temel öğesi, dans, müzik, konuşma, dil, vücut, ve hareket birlikteliğidir. Bu temel öğeleri kullanarak, orff metodu uygulandığında, çocukta müzikal yönden gelişme sağlanır. Ref.Dans Keyfi
Ben ilk okulda iken bu metoda benzer bir şekilde müzik eğitimi almışız. :) O zamanlar ksilafon ve metelofon çalıyordum. Sonraları org ve mandoline geçmiştim. Ceyda 'ya da bir müzik aleti çalmayı öğretmek istiyorum.

Orff metodunda bulunan aletleri araştırırken 7nota müzik aletleri sitesinde mini perkusyon setini gördüm. Fiyatı uygun da geldi ve aldım. Set içinde çelik üçgen, marakas, tef, kastanyet ve kazo var.

Ceyda bu set içinde en çok marakas ve kazo yu seviyor. Ben kazonun sesine pek dayanamıyorum. İlk geldiği zaman ses bile çıkartamadım. :) Ceyda eline alıp öttürmeye başlayınca çok şaşırmıştım. Hatta eşim ile çok gülmüştük. Eşim de alıp denemişti ve o da ses çıkaramamıştı. Sonra da nasıl olduğunu anladık.
Kazo
Benim aletim ise çelik üçgen. Ceyda ile müzik yaparken ben üçgeni çalıyorum. :)




21 Mart 2013 Perşembe

Memetales'i Keşfediyorum

Gecenin bir yarısı oldu ama  Memetales i sizinle paylaşmadan yatamadım. Memetales aslında resimli kitaplar sitesi ama bir yandan da çocukların hayatlarından paylaşımların olduğu; ailelerin ve öğretmenlerin yaptığı çalışmaların yayınlandığı bir site.
Çocuğunuzun adına bir hesap açıp yaptığınız çalışmaları sizde yükleyebilirsiniz, profilinizde kitap paylaşabilirsiniz. Ben en çok bir sürü anne bloğuna tek bir yerden erişim sağladığı için beğendim.
Bu aralar duygusal zeka gelişimi üzerinde duruyorum. Duygular ile ilgili bir  kitapçık buldum,onu hemen indirdim. :)
Bir de plastik tabaklardan bir çalışma yapılmış, onu da yapılacaklar listesine ekledim.



Kukla Yaptık :)

Bugünlerde yeni oyuncağımız olan laminasyon cihazı ile Sergun bloğunda gördüğüm kuklalardan birini Ceyda ile yaptık. Aslında Ceyda boyarken bunun kukla olacağını bilmiyordu. O boyadı, bende  Ceyda uyuduktan sonra son işlemleri yapıp, odasının kapısına astım. Uyanıp da kuklayı görünce çok sevindi. :)



Ceyda kuklayı bırakıp kendini de boyadı.

Ceyda uyuduktan sonra ben aşağıdaki işlemleri yaptım. Kuklanın kol ve bacaklarını düğmeler kullanarak ekledim. Böyle olunca daha sağlam oldu.




İplerin bağlanış yerine göre ayak ve  kollar hareket ediyor. Bizim kukla tekme atar gibi oldu. :)

Şaştık Kızdık Sevindik

Çocuk yetiştirmek eğer çocuğunuzla "kaliteli" bir zaman geçiremezseniz gerçekten de çiçek yetiştirmekten farksız bir hal alabilir. Bir annenin de aslında araştırmacı, yenilikçi, öğrenmeye açık, dinamik, iletişimi kuvvetli bir kişiliğe sahip olması gerekir. Eğer anneliğin iş tanımı yapılmış olsa idi hangimiz o işe girebilirdik acaba? Bugün bir ara böyle kendimi düşündüm. Sonra iyi bir anne olmak için çabalarken, blog yazma işinin beni nasıl da zinde tuttuğunu düşündüm.

Blog yazdığım için paylaşırken başka bloglarda araştırma yaparak çok şey öğreniyorum. Diğer annelerin yaptıkları ilham veriyor, örnek oluyor hatta enerji kaynağım oluyor. Bu sebeple diğer annelere de teşekkür etmek istiyorum. Çocuğuna iyi bir anne olmak için çabalayan ve araştırıp hepimize bilgi kaynağı olan tüm annelere teşekkür etmek istiyorum.  :)

Gelelim bize... :)) Bu hafta güzel başladı ve bir sürü çalışmalar ile dolu dolu geçiyor. Öncelikle Tchibo' dan aldığım laminasyon cihazı hayatımızda çok güzel bir yenilik oldu. Ceyda ile yaptığım çalışmaları artık koruma altına alıp, tekrar tekrar kullanabileceğim. İlk uygulamayı da Emre'yle Hayat ve de Etka'ca bloglarında gördüğüm Duygu Durumları çalışması için yaptım.

Ceyda yüz ifadeleri konusunda pek bir cömert davranıp aynı anda birkaç ağız yan yana dizip karmaşık yüz ifadeleri de ortaya çıkarttı. Bu aralar "ben yapacağım ben de ben de" diye dolaştığı için benim yaptığım her şeyin fazlasını yapma çabasında idi. Güzel vakit geçirdik, taklit yaptık, güldük.






18 Mart 2013 Pazartesi

Ceyda Temizliğe Bir El Atarsa...

Bu aralar Ceyda'nın benim halleri tavan yapmış durumda. Aynaya bakıp kendi kendine benim o benim demeleri, Pepee izlerken gördüğü bir şey için benim diye tutturması ve gün içinde kafayı benim yaptıklarıma takıp elimdeki eşyalara benim demesi artık iyice beni de yoruyor ve sıkıyor gerçekten ama ne yapalım çocuğumuzun gelişiminin bir parçası diye sabır ediyoruz.

Geçen gün de temizlik esnasında yerleri silerken elimdeki beze benim diye ağlamaya başladı. Ben de onun için bir leğene azcık su koyup, eline de ıslak mendil verdim. Ceyda da kendine göre temizlik yaptı. :))



16 Mart 2013 Cumartesi

Maria Montessori'nin Mücadele İçerisindeki Yaşamı

Bugüne kadar Maria Montessori ile ilgili birçok şey okumuştum ama hayatı ile ilgili belgeseli izleyince sanki başka türlü etkilendim.

Maria Montessori İtalya'nın ilk kadın doktoru.Özellikle Tıp Eğitimi boyunca çok zorluk yaşamış. Bayan olduğu için erkek öğrencilerle aynı zamanda kadavra çalışması yapamıyormuş.Tek başına morg çalışması yapmak zorunda kalıyormuş. Bu çalışmalar sırasında mesleğini bile bırakmayı düşünmüş.Ayrıca tıp eğitimi aldığı zamanlarda sınıf arkadaşları çok dalga geçip, onun varlığından sıkıldıkları için arkasından üflüyorlarmış. O da bir gün onlara şöyle demiş. "Siz üfledikçe ben daha çok yükseleceğim."

Tıp eğitimi bittikten sonra zeka geriliği olan çocukların bulunduğu bir okulda yöneticiliği başlamış. Buradaki çalışmaları sonrasında bazı çocukları ülke genelindeki sınavlara sokmuş. Bu çocuklardan bir kısmı ülke ortalaması üzerinde puanlar almış. Maria Montessori bu durum karşısında İtalya'daki eğitim sisteminin normal zeka seviyesindeki çocuklara ne yaptığını sorgulamaya başlamış.

Bundan sonra psikoloji, eğitim konularımda çalışıp Çocuklar Evini kurup, burada çocuklar için hazırladığı basit eğitici aletler ile çalışmalarını sürdürmüş. 2.Dünya savaşına kadar birçok ülkeyi gezip kendi metodunu yaymaya başlamış.Kendisine yapılan onca övgüye rağmen "Bana değil, işaret ettiğim yöne bakın" diyebilen, çok da alçak gönüllü bir insan.

Bir sürü okullar, eğitim verilen öğretmenler derken savaş patlak vermiş. Mussolini önceleri Montessori eğitim sistemini benimsemiş, okul gereçleri için bir fabrika bile kurdurmuş fakat sonraları Maria Montessori kendisine muhalif olduğu için ülke dışına çıkmaya zorlanmış. Gandhi ile öncesine dayanan dostlukları sebebi ile Hindistan'a gitmiş. Gandhi ülke genelindeki eğitim sisteminde yapılanma yapmak için kendisinden yardım almış. Bir çok öğretmene eğitim verilmiş. Fakat savaş sebebi ile Hindistan'da yıllarca kalmış. Oğlu hapis yatmış. 
Bu arada Maria Montessori'nin bir oğlu var fakat İtalya yasalarına göre evlendiği takdirde işini bırakması gerektiği için evlenememiş ve evlilik dışı olan oğluna annelik edememiş. Oğlunu uzun yıllar ziyaret edip, annesi olduğunu bile söyleyememiş. Oğlunun kendisine annesi olduğunu bildiğini ve onunla kalmak istediğini söylemesi üzerine bir araya gelmişler.

2. Dünya savaşının bitiminden sonra tekrar Avrupa'ya dönmüş. Açmış olduğu okullar kapandığı için ve çalışmaları unutulduğu için 70 yaşında tekrar çalışmalara başlamış.Ölene kadar okulları, eğitim sistemi için çalışmış.

Bir kadın gözü ile baktım. Yaşadıklarını, tercihlerini ve günümüze bıraktıklarını düşündüm. Sevdiği insanla evlenemeyen, evlenemediği için çocuğuna annelik yapamayıp onu başka insanların yanına vermek zorunda kalan ve kendini annesi olarak uzunca bir süre tanıtamayan, ölene kadar Montessori eğitim sistemine kendini adayan bir kadın olarak gördüm. 

15 Mart 2013 Cuma

Delgeç İle Yuvarlak Kağıtlardan Kolye Yapımı

Bu hafta bizim için delgeç oyun haftası oldu ve de resmen kurtarıcı gibi geldi. Her gün deldik durduk. :) Dünkü çalışma ise kolye ve de kemer yapımı idi. Ceyda delgeç kullanmayı da iyice pekiştirdi. Bir ara bıraktım kendi deldi ve minik deliklerden ipi geçirdi. Sadece düğüm atamadığı için o kısımda ben yardımcı oldum.

Malzemeler
-------------------
Elişi Kağıtları
Yuvarlak Delgeç
Dosya Delgeci
İp


Aşağıdaki işlemleri yapıp, kolyemizi taktık. Ceyda kolyeden çabuk sıkıldı. Sonra kemer olarak kullandı. :))



 



13 Mart 2013 Çarşamba

Strofor Toplardan Yeni Bebeğimiz

Bazen öylesine hadi yapalım dediğim şey Ceyda'nın çok ama çok hoşuna gidiyor. Bazen de bunu çok beğenir dediğim şeye hiç ilgi göstermeyebiliyor. Lafı strafor toplardan yaptığımız bebeğe getireceğim. :) Güya EVA bebek yapımı için almıştım bu strafor topları ama bir zaman ayırıp da yapamadım. Sonra aklıma Ceyda ile kaba taslak bir bebek yapmak geldi.

Malzemeler :
---------------
Pipo Temizleyicisi - Pipo Tutun'den 
Strafor Toplar - Büyük & Küçük Boy
Oynar Gözler
Keçe Yünü
Kurdele
Kağıt
Makas
Yapıştırıcı

Bebeğin ayakları için minik topların alt kısımlarını kestim. Böylelikle ayakta durabildi. Kestiğim parçanın bir tanesini şapka yaptık. Vücut ile baş kısmını yapıştırdık. Kol ve bacaklar için pipo temizleyicisi kullandık. Bildiğimiz basit bir bebek yapımı oldu. :)


Bebeğin üstüne de çiçek süs koyduk. Bebeğin adı ne diye sordum Ceyda'ya , "Çiçek" miş. :)



Bebeği yaptık bitti. Hemen "aahhh anne süt süt " dedi. Aman dedim bir de sütümüz eksikti. Neyse evdeki Ceyda'nın mevlüt şekerlerinden kalma biberonu bulduk, hemen sütünü de verdik. :))

Delgeç İle Kağıttan Kapı Süsü Yaptık

Benim el işi malzemelerim ortaya çıktı mı mutlaka Ceyda'da bir şeyleri alır ya top yapar yada elinde havaya kaldırıp "uçuyoooo !" diye koşturup durur. Bugüne kadar delgeç ya dikkatini çekmemiş ya da ben ortalara çıkarmamışım. Dün ne yapalım diye düşünürken masada duran delgeci görünce kağıda delik açalım bari dedim. 

Ceyda'ya zaten bir kere göstermek yetti. O kadar çok sevdi ki. Her delik açışı bir kahkaha sonra deliği inceleme, anne bak anne bak demesi :)) Çok güldük. İnsan bir delik açmanın bile ne kadar eğlenceli olabileceğini ancak bir çocuktan öğrenebilir. Biz de çocuktuk ama basit mutlulukları çok geride bırakmışız. İnsanın çocuk sahibi olması da böyle gençleştirici bir etki yapıyor işte. Gülmek için bir sebep bulmak zorunda kalmıyorsunuz. 

Bu delgeç ile yapılan süsler için biraz kağıt, delgeç ve ip gerekiyor. Kağıtların farklı şekillerde yaparak da şekilleri tanımayı pekiştirmek istedim. 
Ceyda, şekillerin isimlerini bugüne kadar söylemiyordu. Yalnız ismi ile şunu getir bunu getir dediğim zaman anlıyordu. Oyun oynadıktan sonra akşam üstü elimde üçgen müzik aleti vardı. Müzik çalıp dans ederken bana anne bak "üccen" dedi. :)) Önce anlamadım sonra bir mutlu oldum ki hemen babasını arayıp söyledim. Kızımız ilk defa bir şeklin adını söyleyip, bana gösterdi dedim. :)
Konuyu hep dağıtıyorum. Kağıtların çevrelerini delgeç ile delip sonra ip geçirdik. Önce bir kaç kez Ceyda " " "uçuyooo !  "yaptı. Onu yapmazsak olmaz sonra da kapı kollarımızı süsledik. 

Akşam da babaya gösterdik. :)) 


8 Mart 2013 Cuma

Ceyda'nın Sevdikleri ve Kafayı Taktıkları

Son iki haftadır pek enerjim yok.Ceyda ile oynamak için ne değişik bir oyun bulabildim ne de dışarı parka gidebildik.Açıkçası parka gidip, 2 saat parkta kaldıktan sonra Ceyda'yı eve getirmek için enerjim olmadığı için havanın çok güzel olması bile beni cezbetmedi. Böyle olmaktan hiç hoşlanmıyorum ama bazen bir bunalım hal alıyorum. Sebeplerini bilsem de paylaşmanın yararı yok. Neyse beni bırakıp Ceyda'ya bakarsak eğer onun hareketi, enerjisi çok yerinde maşallah.

En sevdiği oyunlar: 
1) Legolardan kule yapmaya bayılıyor.Kule yapıp sonra da top atıp deviriyor.Olmadı elleri ile girişip yıkıyor.
2) Top yine her zamanki favori oyunumuz. Ayakta, oturarak top atıyoruz.
3) Bir şeylerden kaymaya bayılıyor. Benim yada babasının bacaklarına oturup kayıyor, olmadı yastıklardan olmadı koltuk kenarından kayıyor.
4) Koltuk tepelerinde sürekli geziyor.Salonda sehpaya çıkıp oradan koltuklara geçiyor. İstemesem de bir kaza olmasın diye salonun kapısını kapatıyorum. Biz Ceyda için herhangi bir odayı kısıtlamadık. Her yeri görsün diye önlemler aldık ama koltuk ve sehpaları da evden çıkaramayacağımıza göre kapı kapanıyor. Hala kapıları boyu yetişse de açmadığı için şanslıyız.
5) Masa altına girip oyunlar oynuyor. Masanın alt demirine tutunup sallanıyor.
6) Evde koşturup duruyor.Telefondan pepee yi açıp, halay çekiyor. :))
7) Tuvalet kağıdından da kendine merdiven yaptı. Koltuğa çıkıp zıplayıp yastıkları atıyor.


Kafayı taktığı şeyler :
1) "Benim" diye tutturmaları devam ediyor. Geçtiğimiz gün kırlent üzerindeki yuvarlak şekli top diye tutturdu ve onu çıkartıp vermemi istedi. Bir diğer olay da sevdiği kitaptaki çocuğu çıkartmak istemesi oldu. Mesela hala onun için ağlıyor. Benim diyor ve alacağım diye tutturuyor. İşte aşağıdaki kitaptaki çocuk :)
2) Hala üstünü çıkarıp duruyor. Günde kaç defa giyinip soyunuyor artık sayısını bilmiyorum.

3) Bir yerini çarptı mı sürekli ufff oldu diye gelip gelip öptürüyor. :) Canı da pek tatlıdır.

3 Mart 2013 Pazar

Yatmaya Hazırlanan Bebekler :)

Bu bebekler çok hoşuma gittiler.Pijamalı, yataklarının içine girmiş pek şirin gözüküyorlar. Belki siz de yapmak isterseniz diye paylaşayım dedim. Laura Lee Burch'ün sitesinde detaylı adım adım anlatımı yapılmış. Ben yün keçe alınca bir tane Ceyda için yapmak istiyorum. :)